Hayatını adadığı dokumacılıkta “yaşayan bir insan hazinesi” oldu.

Dedesi ve babası dokumacı olan 74 yaşındaki Kaçanoğlu, bu zanaatı büyüdüğü evde tezgahın sesiyle annesi, babası ve büyükannesinden öğrendi.

Kaçanoğlu dokumacılığı meslek olarak seçti ve geçimini bu meslekten sağladı. Hayatını tezgâhta peştamal, eşarp ve el dokuması kumaşlarla çalışarak geçiren Kaçanoğlu, geçtiğimiz ay “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü”nü almanın gururunu yaşadı.

“Ödülü iade etmeliyim”

Kaçanoğlu, mesleğine aşık olduğunu söyledi. Kumaşlarının birçok kişi tarafından tercih edilmesinden duyduğu mutluluğu dile getiren Kaçanoğlu, şöyle konuştu: “Sanki yeni bir keşif ya da icat yapmış gibi yaptığım işten keyif alıyorum. Dokuduğum ürünü biri giydiğinde… aşkım, eğer onu sevmeseydim bu başarıyı elde edemezdim çünkü onu seviyorum ve bir ödülü hak ediyorum.” “Bu ödülü hak ederek aldım ama onların da öğrenmek istemelerine karşılık vermem gerekiyor. Elimden geldiğince yardım etmeye hazırım.”

Dokumanın bir sanat olduğunu düşünen Kaçanoğlu, bu nedenle makine yerine el tezgahında dokumayı tercih ettiğini söyledi.

El dokumalarına ilginin son yıllarda arttığını belirten Kaçanoğlu, şöyle devam etti:

“Bu işe sanat hakimdir. Bu işi yaparken sanata odaklandım, hep aşkla yaptım. Bu işten zengin olmak isteseydim çok zengin olurdum. Bu işi çok iyi bildiğim için yapabileceğimizi biliyorum. güzel şeyler üret, sat ve kazan. “Biz fabrikasyon iş yapmıyoruz, çok para kazanmak için otomatik tezgahlarla fabrikasyon işi yapmamız gerekiyor. Ancak otomatik tezgahlarla yaptığımızda o iş sanat olmaktan çıkıyor. El dokuması yapıyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir