Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir devlet okulunda görev yapan öğretmen, ek öğrenim ücretinin kendisinden alınması üzerine Adalet Divanı’na başvurdu.
Borçlarından dolayı hakkında başlatılan icra takibi sırasında, maaşının 1/4’ü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından alınan ek ders ücretinin tamamına uygulanan hacizin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini belirtti.
Maaşıyla geçim sıkıntısı çektiğini, eşinin hamileliği nedeniyle sağlık kontrolleri ve ek yemek masrafı yaşadığını, 2015 yılında okula gidiş-dönüş için her gün toplam 110 kilometre yol kat ettiğini belirtti. çalıştığı ilçede ikametgahının başka bir ilçede olması nedeniyle maaşına el konulmasının kaldırılmasını talep etti.
MAHKEME KARARINA İTİRAZ ETTİLER
Mahkeme; Şikayetin kabulüne ve borçlunun ek tazminatının tamamına getirilen kısıtlamanın kaldırılmasına karar verdi.
Alacaklı şirketin avukatı karara itiraz etti. Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, istinaf talebini kısmen kabul ederek, İcra Mahkemesinin kararını iptal ederek, şikayeti kısmen kabul ederek, borçlunun maaşının 1/4’ü ve ek kurs bedeli olarak hesaplanan 1.262,62 TL’nin üzerindeki hacizin devamına karar verdi. tazminat ve fazlalık talebinin reddedilmesi.
Sanık kararı temyiz edince Yargıtay 12. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Bölge Adalet Divanı ilk kararında ısrar etti. Karara yapılan yeni itirazla birlikte dosya Yargıtay Genel Kurulu gündemine geldi.
“HER TÜRLÜ FİYAT”
Kararda, 6664 sayılı Kanunun 83’üncü maddesinde ifade edilen maaş kavramının da altı çiziliyor. 2004 yılı her türlü ücretlendirmeyi kapsamaktadır.
Kararda şunlar yazıyordu:
“Hem bedensel hem de zihinsel çalışma sonucunda elde edilen her türlü ücret bu kapsama girmektedir. Bu bakımdan kursun ek maliyetinin de metinde “her türlü ücret” kapsamına girdiği açıktır. Kanun Genel Kurulu’nda yapılan görüşmede, 83 sayılı Kanunun 83’üncü maddesinin kanunla düzenlenmesi gerektiği, sürekli uygulamanın kurs ek maliyetinin ücret kapsamına girmediği ve kurs ücretinin tamamının ödeneceği yönünde olduğu belirtildi. Ücrete el konulabileceği ve direniş kararının iptali gerektiği yönündeki görüş, Heyet çoğunluğunca kabul edilmedi. “Mevcut davada, TAR’ın yukarıda belirtilen hususlara ilişkin olarak verdiği direniş kararı, bu görüşe uygundur. Usul ve kanun gereği yeterlidir. Ancak alacaklı vekilinin diğer itiraz itirazları Özel Daire tarafından incelenmediğinden dosyanın bu hususta incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.”