Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz oranını %8,50’de sabit tuttu.
TCMB Para Politikası Kurulu (MPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre haftalık repo faizi %8,50’de kaldı. TCMB bir önceki toplantısında da faiz oranlarında değişiklik yapmamıştı. Bir sonraki TCMB toplantısı 25 Mayıs’ta yapılacak.
Görüşmenin ardından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Son dönemde açıklanan iktisadi faaliyet verileri beklenenden daha olumlu seviyelerde gelse de jeopolitik riskler ve faiz artışlarının da etkisiyle gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon korkuları devam ediyor. Ard arda gelen banka iflasları Temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlılığının olumsuz etkileri, kaliteli çözüm araçları sayesinde azaltılmış olsa da, uluslararası üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seyretmeye devam ediyor. uluslararası finansal piyasalar yakından takip edilmekte olup, gelişmiş ülkelerde para politikası tedbirleri ve merkez bankaları iletişimindeki ayrışmalar devam etse de, swap düzenlemeleri ve yeni likidite imkanları ile finansal istikrarı önceleyecek şekilde koordineli adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artış döngülerini yakında sonlandıracaklarına dair beklentileri yansıtıyor.
Yüzyılın felaketi öncesi öncü göstergeler, 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe göre daha canlı olduğunun ve büyüme trendinin yükseldiğinin sinyallerini verdi. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri bir bütün olarak değerlendirilmektedir. Depremin kısa vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenirken, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etki yaratması beklenmiyor. Öncü göstergeler, deprem bölgesindeki ekonomik aktivitenin beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor. Büyümenin bileşiminde sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek olmakla birlikte, turizmin cari işlemler dengesine beklenenin üzerinde güçlü katkısı yıl geneline yayılarak devam ediyor. Ayrıca, yurt içi tüketici talebi, yüksek enerji fiyatları ve önemli ihracat pazarlarındaki zayıf ekonomik aktivite cari işlemler hesabı risklerini canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi fiyat istikrarı açısından önemlidir. Kredilerin büyüme hızı ve ekonomik aktivite ile sağlanan finansman kaynaklarının amacına uygun olarak karşılanması dikkatle izlenmektedir. Kurul, 2023 Para Politikası ve Liraizasyon Stratejisi’nde de belirtildiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini lirleştirme hedefleriyle uyumlu hale getirecek araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, afetin etkilerini en aza indirmek ve gerekli dönüşümü desteklemek için yeterli mali koşulların oluşturulmasına öncelik verecektir.
Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviye ve gidişatında iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte, depremin neden olduğu arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri dikkatle izlenmektedir. Sanayi üretiminin hızlanmasını ve istihdamın artan ivmesini desteklemek açısından, deprem sonrası finansal koşullardan destek daha da önemli hale geldi. Kurul bu kapsamda politika faizini sabit tutma kararı almıştır. Kurul, para politikası duruşunun, finansal ve fiyat istikrarını korurken, deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. 2023 yılının ilk yarısında meydana gelecek depremin etkileri yakından takip edilecek.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler ortaya çıkana ve MTO %5 olana kadar elindeki tüm araçları güçlü bir şekilde kullanmaya devam edecektir. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaştırılması amacıyla Liraizasyon Stratejisini tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Fiyatlar genel seviyesinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin devam etmesi ve döviz rezervlerindeki artış eğilimi ve finansman maliyetlerindeki kalıcı düşüş yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu yönde etkileyecektir. Bu da yatırım, üretim ve istihdamda sağlıklı ve sürdürülebilir büyümenin devamı için uygun zemini oluşturacaktır.