IEA Başkanı Birol: Türkiye yenilenebilir enerji tedarik zincirinde öncü rol üstlenebilir – Son Dakika Ekonomi Haberleri
Internasyonal Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) 2022 Yıl Sonu Hususi Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.
Dünyanın şu anda küresel enerji krizinin ortasında olduğuna dikkati çeken Birol, “Bu mevcut küresel enerji krizinin aslen temiz ve güvenli enerjiye geçişte hızlandırıcı görevi bulunduğunu görüyoruz. Şu demek oluyor ki temiz enerji teknolojilerinde oldukca ciddi bir canlanma ve gelişme görüyoruz” dedi.
Bunun 4 ana sebebinin bulunduğunu aktaran Birol, şunları kaydetti:
“Birincisi birçok ülke, mühim olarak görmüş olduğu fakat oldukca fazla politikalarında destek vermediği bir mevzuya tekrardan döndü. Nedir o? Enerji arz güvenliği. Şu an birçok ülkenin enerji politikalarında bir numaralı öncelik. Enerji arz güvenliği diyince yenilenebilir enerji en başta geliyor. İkinci niçin, naturel gaz, petrol ve kömür fiyatlarının yüksek olması ve ilerideki yıllarda da yüksek kalacağı beklentisi yenilenebilir enerjinin rekabet enerjisini ciddi olarak artıyor. Üçüncüsü, birçok ülkenin mevcut kriz karşısında geleceğe yönelik uzun vadeli temiz enerji sanayisi politikaları geliştirmesi. Dördüncü itici güç ise iklim değişikliğiyle savaşım.”
Birol, yenilenebilir enerjinin hızla büyüyeceğini ifade ederek, “2022’nin aslen bir dönüm noktası olacağını düşünüyoruz. Gelecek 5 yıla baktığımızda, ilk kere 2025’te doğrusu üç yıl sonrasında, dünyadaki yenilenebilir enerjideki elektrik üretimi kömürü geçiyor ve bir numara olmaya başlıyor. Büyümenin büyük bir kısmı güneşten geliyor” diye konuştu.
Rüzgar enerjisinde de ciddi bir büyümenin beklendiğini aktaran Birol, “Şimdiye kadar dünyada rüzgar enerjisi kurulu gücü 800 gigavat. Bu 5 yıl içinde ikiye katlanarak 2027’de 1600 gigavata ulaşacak.” bilgisini paylaştı.
“TÜRKİYE JEOTERMALDE ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI”
Birol, Türkiye’de yenilenebilir enerjinin gelişimine ilişkin, “Gelecek 5 yılda Türkiye’deki mevcut kapasitenin yüzde 60’ın üstünde büyüyeceğini düşünüyoruz. Güneş ve rüzgar bunun başını çekiyor. Bununla beraber, oldukca mühim başka bir yenilenebilir enerji teknolojisi olan jeotermalde de Türkiye’nin mühim adımlar attığını söylemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin yenilenebilir enerjide atacağı adımlarla tedarik zincirinde öncü rol üstlenebileceğini belirten Birol, şöyleki devam etti:
“Şu an Türkiye için güzel bir zamanlama. Bunun iki sebebi var. Birincisi, dünyada kapasite artırımı oldukca fazla ve oldukca ciddi talep var. İkincisi, birçok ülke Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonrasında, enerji arz güvenliği açısından, ‘temiz enerji teknolojilerinde naturel gazdaki şeklinde tek bir ülkeye bağlı kalmak başımıza iş açabilir’ diye düşünüyor. Şu anda örneğin güneş tedarik zincirinin yüzde 93’ü Çin’de. Onun için ülkeler şu anda mevcut tedarik zincirlerini nereden alacakları mevzusunda çeşitlendirmeye gitmeye çalışıyorlar. Bu bakımdan Türkiye’nin de mühim avantajları var.”
“TÜRKİYE’DE GÜNEŞ VE RÜZGARDA MUAZZAM POTANSİYEL VAR”
Birol, hidrojen enerjisinde de ciddi bir ivme yakalanacağına dikkati çekerek, “Birçok Avrupa ülkesi, Afrika, Latin ABD ve öteki ülkelerle şimdiden tecim anlaşmaları yapmış olup oradan hidrojen temin etmeye çalışıyor. Iyi mi dünyada LNG ticareti aniden büyüdüyse aynı şekilde hidrojende de bu şekilde bir atılım olması gündemde. Dünyadaki yenilenebilir enerjiye bağlı hidrojen 5 yıl içinde 1000 misli büyüyecek. Türkiye’de de güneş ve rüzgarda çok büyük bir potansiyel var. Bu hidrojen ile birleştirilirse Türkiye için potansiyel olabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
