Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ’14 Mayıs’ mesajı

0

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM’deki grup toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük sorunumuz enflasyondu, işte o da düşüşe geçti. Enflasyonu inşallah gelecek aylarda yüzde 30’lara doğru hızla düştüğünü hep beraber göreceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim evveliyatına ilişkin yapmış olduğu açıklamada 14 Mayıs’ı işaret ederek “Milletimiz 73 yıl sonrasında bir kez daha aynı gün 6’lı masa diyerek karşımıza çıkan darbe şakşakçılarına ‘yeter’ diyecek

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar…

Aziz milletim, kıymetli milletvekili dostlarım, kıymetli misafirler, tüm vatandaşlarıma buradan en kalbi selamlarımı gönderiyorum. 2023 bizim için herhangi bir yılbaşı değildir. Biz uzun senelerdir hedeflerini 2023 menziline almış bakılırsa bir hükümetiz.

2023 bizim için hem 20 senelik yapıt ve hizmet siyasetimizin sembolüdür hem de Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcıdır. Seçimi mühim ve zamanı kılan da işte budur. Bizim hayatımızda hiçbir seçim kolay olmadı. Her seçime gayretle hazırlandık, girdik. Her seçimde de sandıktan zaferle çıkmayı başardık. Peki bu seçimi ötekilerden değişik kılan nedir? Örnek olarak 2002 seçimlerine kuruluşunun üstünden 15 ay geçmiş bir parti olarak siyasete yeni bir nefes getirerek adım atmıştık. 2007 seçimlerine vesayetin oyunlarıyla uğraşarak girmiştik. 2015 seçimleri sürecini FETÖ, PKK, DEAŞ terör örgütlerinin ağır saldırıları altında yaşamıştık. 2023 seçimlerine ise bir taraftan son dönemde dünyada yaşanmış olan krizlerin ülkemize etkileriyle savaşım ederek girdik. Öteki taraftan ucube ittifakın hezeyanlarıyla uğraşarak, hepsinin ötesinde 20 yılda kurduğumuz altyapının üstünde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmenin heyecanıyla hazırlanıyoruz. 

“ENFLASYON DAHA DA DÜŞECEK”

Türkiye o şekilde bir yol ayrımında ki bu şekilde fırsatlar milletlerin önüne asırda bir gelir. Yatırımlarıyla, istihdamıyla, üretimiyle, cari açığı denetim ederek büyümesiyle, her başlıkta bu gerçeği ispatlayan bir ülke olduk. Sıkıntılarımız yok mu? Elbet var. En büyük sorunumuz enflasyondu, işte o da düşüşe geçti. Enflasyonu inşallah gelecek aylarda yüzde 30’lara doğru hızla düştüğünü hep beraber göreceğiz. Enflasyona sebep olan tuzakları bozduk, hesapları altüst ettik, tedbirlerimizi aldık. Artık hepimiz Türkiye’nin faiz, kur, enflasyon üçgeniyle teslim alınamayacağını görmüş oldu.

Asgari ücrette, işgören ve emekli maaşlarında yüksek oranlı artışlara gittik. Emeklilik için yaşı bekleyenlerin taleplerini karşıladık. Vatandaşlarımızı uygun şartlarda konut sahibi halletmeye yönelik konut kampanyaları düzenledik. Üreten herkesi destekledik. İstihdamı tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık. Meclisimiz de fedakarca emek vererek bizlere katkı sağlamış oldu. Milletimizin de cumhurbaşkanıyla, vekillerimizle, kurumlarımızla, teşkilatlarımızla verdiğimiz bu mücadeleyi takdirle izlediğini biliyoruz. Ziyaret ettiğimiz illerde ve katıldığımız tüm programlarda insanımızın gözündeki samimiyeti bizzat yaşıyoruz. Son olarak Muğla’da bunu gördük. Daha ilkin Antalya, Erzurum, Şanlıurfa, Gaziantep’te daha pek oldukça şehrimizde aynı duyguları yaşamıştık.

SEÇİM TARİHİ MESAJI

Sözü de sonucu da geleceğini de atama hakkını milletimize bırakmak istemeyen vesayet heveslilerine karşın Türkiye Yüzyılı’nı başlatacağız. Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950’de ‘yeter söz milletin’ demiş ve sandıktan büyük bir zaferle çıkmıştı. Milletimiz 73 yıl sonrasında bir kez daha aynı gün 6’lı masa diyerek karşımıza çıkan darbe şakşakçılarına yeter diyecektir. Muhalefetin vaadi milletin karşısına bir aday çıkarmak sadece onu görünürde 6, gerisindekileri de hesaba katarsanız minimum 10 kişiyle yönetmektir. Kukla bir cumhurbaşkanı üstünden ülkeyi yönetmek istiyorlar. Bunlar gel diyince gelecek git diyince gidecek başkanlara alışmışlar. Seçmenlerin de istedikleri vizyonu, programı, çapı belli olmayan bilinmeyen adaya kim bulunduğunu bilmeden tıpış tıpış sandığa giderek oy vermeleridir. Bunlar da her hafta bir yenisini sergiledikleri kavgalarıyla milletimize bir çeşit siyasal dejavu yaşatıyor, eskiden bu işlerin iyi mi yürüdüğünü hatırlatıyorlar.

6’lı masadaki birilerini masaya Erdoğan mı gönderdi diyorlar. İşim gücüm yok bunlarla mı uğraşacağım. Buradan ulusal iradenin en yüksek makamı olan Meclisimizden meydan okuyorum; ne yapmış olursanız yapın gene başaramayacaksınız. Benim milletim artık tüm oyunlarınızı çözdü. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak karşınızdayım. Bakın bölgesinde ve dünyada mesele çözen bir siyasetçi olarak karşınızdayım. Gündemi Türkiye Yüzyılı vizyonu olan bir yönetim olarak karşınızdayız. İnşallah 2023 seçimlerinden sonrasında da Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olarak milletimizin görevlendirmesiyle gene karşınızda olacağız. Biz Tanrı’ın yardımıyla, milletimizin desteğiyle gençlerimizin umutlarıyla ayağa kalktık, bugünlere geldik, yarınlara yürüyoruz. Tek dertleri karınlarında gezen 40 tilkinin kuyruğunu birbirine dolaştırmamak olanların aksine biz milletimize hizmet ediyoruz.

“BİZ VİZYONUMUZLA MİLLETİMİZİ HAYALLERİNE KAVUŞTURMANIN PEŞİNDEYİZ”

Bu davayı tümsekte bırakmamaya yeminliyiz. Bu mevzuda en büyük mesuliyet da sizlere, kıymetli arkadaşlarıma düşüyor. İsimlerinizi tarihimizin sayfalarına şanla, gururla yazdırmaya çağrı ediyorum. Partimizi kurduğumuzdan beri bizim gündemimizde hep ülkemize kazandırdığımız eserler vardı. Bugün de biz eserlerimizle konuşuyoruz. Şu acı gerçeği de hatırlatmayı sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Burada meşru siyasal rekabetin doğal olarak sonucu olan bir durumdan bahsetmiyorum. Şikayetimiz, attığımız her adıma çelme takan habis zihniyetedir. Şikayetimiz ülkeye ve millete kazandırdığımız her hizmeti hayrına, şerrine bakmadan engellemeye çalışan zihniyetedir. Maalesef her seferinde hatta daha da beter bir halde aynı yerde durduklarını görüyoruz. 6’lı masa işi çıktığından beri kanserli hücrenin tüm bünyeyi sarması şeklinde oraya bulaşanların balçık siyaseti yürütmesini esefle takip ediyoruz. Dünya küresel krizi konuşuyor, bunlar masa kriziyle meşgul. Oysa milletimiz ülkesinin bu krizden minimum zararla iyi mi çıkacağının işaretini bekliyor. Biz vizyonumuzla milletimizi hayallerine kavuşturmanın peşindeyiz.

Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, yapınak inşa eden, sondajlarla petrol, organik gaz ararken yatırımcılara ülkeye gelmeyin çağrısı yapanları iyi hatırlıyoruz. Müdafa sanayimiz ise bu hedefler arasındaki hususi yerini daima korumuştur. Bizim bildiğimiz bir ülkenin ordusuna ve müdafa sanayiine sadece bu tarz şeyleri kendine tehdit olarak görenler saldırır. Örnek olarak Yunanistan’ın bu konudaki feveranlarını yersiz bulmakla beraber anlayabiliyoruz. Gene ülkemizin askeri alandaki enerjisini kendine tehdit olarak görenlerin sızlanmalarını düzgüsel karşılıyoruz. Anlamakta zorlandığımız husus, bu ülkenin bir partisinin ordumuza ve müdafa sanayimize karşı sergilediği hazımsızlıktır. Kendi milletine tabanca doğrultanlara övgüler dizip silahını düşmanlara çevirenleri yerden yere vuranları görünce bu işte bir terslik var demekten alıkoyamıyoruz.

BAYKAR’I HEDEF ALAN BABACAN’A TEPKİ

Aslına bakarsak BAYKAR’ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleriyle müdafa sanayimizin tamamı hedef alınıyor. Bizimle olan akrabalık ilişkileri üstünden BAYKAR’ı hedef alabileceklerini düşünüyorlar. Bu alçak saldırıya da hak etmiş olduğu cevabı vermek sorumluluğumuzun gereğidir. Ilkin Türkiye’nin hedef alınan müdafa endüstri nereden nereye gelmiştir. Özetlemek gerekirse hatırlayalım.

Vatanımızda ulusal mücadelenin de etkisiyle cumhuriyetimiz kurulduktan derhal sonrasında başlamış olan bir müdafa endüstri hamlesi vardı. Bu kardeşiniz Başbakanlık makamını da görmüş oldu, Cumhurbaşkanlığı makamını da görmüş oldu. Tüm adımlar atılırken düşünün o şekilde bir yerden o şekilde bir yere geldik ki, doğru dürüst helikopterin yok… Berlusconi ile yaptığım görüşme neticesinde ATAK helikopterlerini hallettik. Şu anda ATAK helikopterleri Türkiye’nin kendi ürünleri olarak üretiliyor. Buna da birileri çelme takmaya çalışıyor. Bu bizi bir yere doğru da itiyor. Biz Gök-Bey helikopterini üretmenin adımlarını atıyoruz. Tüm bunlarla birlikte biz İHA’ya, SİHA’ya, AKINCI’ya, hepsinden öte Kızılötesi denilen adımı iyi mi attık, şu anda bir de onun emekleri yapılıyor. Bush’a dedik ki bizlere İHA verecektiniz fakat vermediniz. Ve sözümüz var, hala siz bu tarz şeyleri vermediniz, hızlıca vereceksiniz dedi. Biz bunlardan İHA’yı aldık fakat İHA’yı bizlere 2 günlüğüne verdiler. Bu 2 günlük bir iş değil dedik, bizim terörle mücadelemiz yoğun şekilde devam ediyor. Bu ziyaretimin peşinden Özdemir Bey derhal çocuklarıyla birlikte bu adımı attı ve hızlıca İHA’yı onlar ürettiler. Peşinden SİHA’yı da ürettiler ve çocuklar AKINCI’yı da ürettiler. Cenk uçağı noktasında da çalışmalarını sürdürüyorlar. Vaka yalnız cenk aracı değil, bunun ürünlerini de üreteceksin. Ülkemiz bu cephanesi da üretmeye başladı. Biz Türkiye’deki maalesef bu muhalefetle oldukça uğraştığımız için adım atmakta zorlanıyoruz.

KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ: TSK’YA HAKARET EDEMEZSİN, ORADA KONUŞAN BAŞKOMUTAN

Son olarak Arifiye’deki vaka… Arifiye’deki vakadan derhal sonrasında, biz ne yaptık Arifiye’de. Fırtına obüslerinin teslim törenine gittik, komutanlarımız ve milletvekillerimizle… Düşünebiliyor musunuz muhalefetin başındaki adam; düşünün siz diyor siyasetçi değilsiniz. Tamam da neyi alkışlıyorlar, niçin alkışlıyorlar. Alkışladıkları şey dünyayı titreten fırtına obüslerinin teslim töreni. Bay Kemal, konuşan anayasamızın hükmüne bakılırsa başkomutan konuşuyor. Ve sen ne Müdafa Bakanımıza ve kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, ilkin haddini bil. Bu bir cibiliyet meselesidir. Karakter zayıf iradesi olan bir insan olarak bizim ordumuzun komutanlarına istila etmek her insanın kârı değildir. Bunlarla ilgili işin hukuki boyutu devam ediyor, edecek. Hukuk karşısında da hesabını verecekler.

“TÜRKİYE ARTIK BÜYÜDÜKÇE, GÜÇLENDİKÇE BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR”

Şu anda Bayraktar İHA’larını yetiştiremiyor. 3-4-5 yıl sonraya gün veriyorlar. Cephane yetiştiremiyorlar. Türkiye artık büyüdükçe, güçlendikçe birileri rahatsız oluyor. Onlar rahatsız oldukça biz yolumuza devam ediyoruz. Geçtiğimiz 20 yılda müdafa sanayimizdeki proje sayısını 750’ye, bütçesini 75 milyar dolara çıkardık. Böylece sektördeki şirket sayısı 56’dan 2700’ün üstüne, ürün ihracatı 4.5 milyar doların üstüne çıktı. Sektördeki yerlilik oranını yüzde 80’lere çıkarmayı başarmakla da gurur duyuyoruz. Kimi dışarıdan kimi içeriden sayısız sabotaj teşebbüsüne karşın müdafa sanayimizi büyüttük. Öyleki yüzde 10, 20 değil yüzde bin karlarla Türkiye’nin iyi mi soyulduğunu, kimlerin resmen ülkesini sattığını bizzat gördük. Bay Kemal sen tanımazsın fakat sana ben yazınsal alemde olan Özdemir Bey’i bir tanıtayım. Biz tahsisleri yaparken biliyorsunuz ki onlara bu tahsisi yaptıkları üretime bakılırsa yaparız. Nedir bu tahsis? Bugüne dek nice firmalara bu verildi fakat Özdemir bey o şekilde bir insan ki; ‘Hayır almam’ Yahu hadi ben sana bir lütufta bulunmuyorum, bu devletin almış olduğu bir karar. Bu kararla firmalara bunu veriyoruz, bu bir hak. ‘Hayır almam, ben paramı veririm, paramla satın alırım’ Bu şekilde bir insan. Bu ahlaksız çıkmış hala ‘Geleceklermiş de geldikleri süre bunlara hesabını soracaklarmış’ Yahu sen rekabet nedir bilir misin ya sen git çocuk bezi satmaya devam et.

Senin işin değil bu. Üzgünüm, 15 yıl yanımda bulunmuş oldu fakat demek ki benden bir şey alamadı. Yanında bir tanesi daha var aynen o da o şekilde. Bizlerden üniversite istediler, bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne süre ki başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis meydana getirilen yeri vakfına mülk edindi. Türkiye’de bunun başka bir örneği yok. O vakıftaki yöneticiler acaba bunu iyi mi izah edeceksiniz?

“BAYKAR’IN ÖZELLİĞİ TÜM PROJELERİNİ KENDİ ÖZ KAYNAKLARIYLA GELİŞTİRMESİDİR”

Ikimiz de bu üniversiteyi aldık, devletimize mal ettik. Bu kent üniversitesi devletimizin Marmara Üniversitesi’nin mülkü olarak hizmete devam ediyor. Biz bu milletin evlatlarına yakışır eserle inşa ediyoruz, sen de ne yaptın bunu bir söyle bakalım. Rahmetli Özdemir Bayraktar kendini bu işe adamış, gerçek azim ve irade sahibi bir insandı. Senelerce fabrikalarında yatıp kalktılar. Öyleki zamanlar oldu ki terör bölgelerine gittiler. Hepsi Selçuk Bey’le herhangi bir akrabalık bağımın olduğu dönemde değil, onun öncesinde yaşanmıştır. Aynı dönemde benzer projelere girişen pek oldukça firmamız vardı. İHA projesi yöneten 8 ayrı firmamız bulunuyor. Bayraktar TB-2 pek oldukça yerde o şekilde başarılara imza attı ki, pek oldukça ülkede adına marşlar, şarkılar yazıldı. Karabağ’da küçüklere Baykar’ın adı verildi. Yeni bir ürün, değişik bir ürün; o da Kızılelma. Doğal olarak Kızılelma’nın yalnız cismi yok, Kızılelma hem de bir hedeftir. Bu kutlu davaya inananların oldukça oldukça mühim bir hedefidir Kızılelma. Projelerimizle ülkemizi artık bambaşka bir lige taşıyoruz. BAYKAR’ın özelliği tüm projelerini kendi öz kaynaklarıyla geliştirmesidir. BAYKAR tasarım ve geliştirme çalışmalarına her türlü desteği hak eden bir şirkettir. 3 bini aşkın genç burada çalışıyor. Firmanın tercihi bu emekleri kendi öz kaynağıyla yapmaktır. Firmanın 20 senelik gelirlerinin yüzde 75’i ihracatından geliyor. Ya Bay Kemal bunlar seni niçin rahatsız ediyor? Tarafındaki bazı terör yandaşlarını rahatsız ediyor da seni niçin rahatsız ediyor? Bu sebeple onlar teröristlerle birlikte. Bu sebeple bu İHA ve SİHA’larımız nice teröristleri yok ettiler.

Örnek olarak Altay tankının geliştirilmesi sürecinde ortalama 500 milyon doları OTOKAR şirketi olmak suretiyle ödeme yaptık. Bu sayı üretim değil yalnız tasarım ve geliştirme için meydana getirilen ödemedir. BAYKAR ürettiği hiçbir ürünün geliştirilmesi için devletten tek kuruş almamış, hepsini kendi kaynaklarından karşılamıştır. BAYKAR’ın almış olduğu tek destek nakdi olmayan her firmanın yararlandığı desteklerdir. Tek başına Ford Otomotiv 20 buçuk milyar lira teşvik belgeli yatırım belgesine haizdir. TUSAŞ’a aktardığımız kaynak 1.3 milyar dolardır. Müdafa endüstri sektöründeki şirket sayısının 48 kat artmasını işte bu ekosisteme borçluyuz. Geldiğimiz noktada yalnız gözetleme meydana getiren İHA’larımızı Amerikan ürünlerinden 10 kart daha ucuza mal ediyoruz. Bu gerçeklere karşın binbir yalan söylenerek BAYKAR’ın hedef alınmasının sebebi nedir biliyor musunuz? Ülkemizin elde etmiş olduğu zaferlerdir. Haiz olduğumuz hava araçlarıyla vatan topraklarının her karışını denetim altında tuttuğumuz için bu ses çıkıyor. Ülkemizin tesir alanının giderek genişlemesine tahammül edemedikleri için bu ses çıkıyor.

“MİLLETİMİZ BUNLARA ZATEN İKTİDAR YÜZÜNÜ GÖSTERMEZ”

Partisini ajanlarla, hainlerle dolduranları başka bir vasıfla sıfatlandırmak, ederinden fazlasını vermek olur. Bir söze bakmak lazım söz mı diye, bir de söyleyene bakmak lazım adam mı diye. Evet sözü da sahibini de milletimizin vicdanına havale etmek iyi olacak. Bu ifadelerini söyleyen CHP’li, HDP’li tipleri de biliyoruz. Cezaevinden söyleyenleri de biliyoruz. Milletimiz bunlara esasen iktidar yüzünü göstermez.

Karadeniz’de keşfettiğimiz organik gaz rezervlerinin kıymeti 1 trilyon doları buluyor. İnşallah pazar günü Kağıthane-İstanbul Havalimanı metrosunu da açıyoruz. Şu şirket bu isim hepsi bahane, nişan alıp ateş ettikleri tek yer Türkiye’dir. Bunlar milletimizi tanımıyor, milletimiz namusuna hiç kimseye bir söz söyletmeden yoluna devam eder. Milletimiz, projelerine dokunacak adamı  bırakınız sandığa gömmeyi doğduğuna pişman eder. Bizim ‘ah’ ettiğimiz husus ise bir dönem bu tarz şeyleri adam yerine koyup vazife vermiş olmamızdır. Biz dersimizi çıkardık, milletimizden de helallik istiyoruz.

MERAL AKŞENER’E BAŞÖRTÜSÜ TEPKİSİ

6’lı masadaki hanımefendi bugünkü konuşmasında bizim başörtüsü meselesini istismar ettiğimizden bahsediyor. Erdoğan ve arkadaşlarının başörtüsü mevzusunda istismarcı olup olamayacağını benim milletim oldukça iyi bilir. Eğer dürüstsen, eğer özsevi sahibiysen, dostlarım buluşma talep etti, buluşma vermediniz. Bay Kemal de sen de birbirinizden farkınız yok. Sen Saraçhane’de verdiğin görüntüyle hangi istikamete gittiğinizi biliyorsun. Cumhur İttifakı olarak biz bu işin istismarını değil tam manasıyla gerçeğini yapıyoruz. Biz şu anda yola çıktık, milletimize hepsini anlatacağız. Bu mevzuda sizinle bu işin mukayesesini meydana getirecek durumda değiliz. Sizin beraber yürüdükleriniz bu ülkede başörtülü milletvekilini ‘Bu bayanı Meclis’ten atın’ diyecek kadar ileri gitmişlerdi. Var ise bir projeniz gönderirseniz, ona bakılırsa adım atarız. Kuvvetli ailelerden kuvvetli millet oluşur. Şimdi oldukça açık bir şey söylüyorum; siz ortağınızla beraber LGBT’cilerle birlikte yürüyebilirsiniz. Bizim onlarla da işimiz yok. Bu sebeple aile kurumumuzu oldukça sağlam zemine oturtmanın adresi Cumhur İttifakı’dır. Hayırlı haftaya girdiğimiz bu şekilde bir günde inşallah hafta sonu Bursa’da olacağız.



Etiketler

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.