Tahvil getirileri arasındaki ilişkiyi gösteren getiri eğrisi, bilhassa ABD ekonomisinde her resesyon öncesinde aynı eğilimi gösterirken, 2 ve 10 senelik tahvil getirileri arasındaki fark Ronald Reagan’ın ABD başkanı olarak vazife yapmış olduğu 1981 yılından beri en negatif seviyesine ulaştı.
Yatırımcılar, 24 trilyon dolarlık tahvil piyasasında 2 senelik tahvil faizi ile 10 senelik tahvil faizi arasındaki fark olmak suretiyle getiri eğrisinin bazı kısımlarını resesyon göstergesi olarak yakından takip ediyor.
ABD’nin 2 yıl vadeli tahvil faizi dün günü yüzde 4,51, 10 yıl vadeli tahvilin faizi de yüzde 3,76 seviyelerinde tamamladı.
Böylece 2 senelik tahvil faizi ile 10 senelik tahvil faizi arasındaki fark, eksi 75 baz puan oldu.
Paul Volcker’ın ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı olduğu 5 Ekim 1981’de Fed’in siyaset faizi yüzde 19, enflasyon yüzde 10 ve 2 senelik tahvil faizi ile 10 senelik tahvil faizi arasındaki fark ise eksi 79 baz puan olarak kayıtlara geçmişti.
Getiri eğrisi son olarak 2019’da tersine dönmüş ve ertesi yıl, ABD ekonomisi Covid-19 salgını sebebiyle de olsa resesyona girmişti.
ABD’nin 30 senelik tahvil faizi ise yüzde 3,90 seviyelerine kadar yükselirken, ülkede 5 senelik tahvil faizi yüzde 3,95 seviyelerinde bulunuyor.
GETİRİ EĞRİSİNİN TERSİNE DÖNMESİ NE DEMEK?
Son dönemde tahvil faizlerindeki hareketliliğe 10 ve 2 senelik şeklinde uzun vadeli tahvil faizlerindeki artış öncülük ederken, getiri eğrisinin tersine dönmesi dikkati çekiyor.
Borçlanma araçlarının faiz oranları ile vadeleri arasındaki ilişkiyi gösteren grafiğe “getiri eğrisi” deniliyor.
Artan eğimli getiri eğrisi, uzun vadeli borçlanma kağıtlarının faizinin kısa vadeli olanların faizinden yüksek bulunduğunu gösterirken, bu durumda uzun solukta enflasyonda artış beklentisi içinde olunduğunu ortaya koyuyor.
Azalan eğimli getiri eğrisi, kısa vadeli borçlanma kağıtlarının faizinin uzun vadeli olanların faizinden yüksek olduğuna işaret ederken, uzun solukta enflasyonda düşüş beklentisi içinde olunduğunu gösteriyor.
Getiri eğrisinin tersine dönmesi ise yatırımcıların borç verirken daha yüksek kısa vadeli oranlar beklediğine işaret ederken, Fed’in ekonomik büyümeyi mühim seviyede etkilemeden enflasyonu denetim etme kabiliyeti mevzusunda endişelerin de yüksek bulunduğunu gösteriyor.
Araştırmalara bakılırsa, ABD getiri eğrisi 1955’ten bu yana her resesyondan ilkin tersine döndü ve bunu 6 ila 24 ay sonrasında bir resesyon izledi.
Araştırmalarda, 2 senelik tahvil faizi ile 10 senelik tahvil faizi arasındaki farkın 1900’den bu yana 28 kez tersine döndüğü de tespit edildi. Bunların 22’sinde bir resesyon görüldü.
Faiz artışları enflasyona karşı bir tabanca olabileceği şeklinde, konut kredisinden dayanıklı ev eşyası kredisine kadar her şey için borçlanma maliyetlerini yükselterek ekonomik büyümeyi yavaşlatabiliyor.
Öte taraftan, Fed bu yıl faiz oranlarını 375 baz puan artırırken, para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in aralık toplantısında yüzde 75 ihtimalle 50 baz puan, yüzde 25 ihtimalle 75 baz puan faiz artıracağı öngörülüyor.